
İşçi Sadık..
- Bugün yine çok dalgınsın birazda canın sıkkın gibi
- Yok bişe..
- Nasıl yok bişe bal gibi düşüncelisin
Sadık 15 yılı aşkındır döküm işçisi olarak sanayide çalışmaktadır. Uzmanlık gerektiren bu tip işlerde uzun yılların getirdiği bilgi ve birikimle şu an çalıştığı bu fabrikada usta başı pozisyonunda görevlidir.
- Sadık elini yüzünü yıka da gel sofra hazır
- Bizim oğlan geldi mi bakkaldan
- Ekmeğe yine zam gelmiş
- Can sıkma şimdi iki lokma yiyip çıkacam
- Ne dedim yine ekmeğe..
- ..
Sadık son zamanlar da içine kapanık çevresine karşı ilgisiz tavırlarıyla dikkat çeker durumda. Arkadaşları bu durumundan oldukça endişelidirler. Daha önemlisi eşi ve özellikle çocukları babalarının bu halinden korkar durumdalar.
- Ayşe yenge Sadık bir şey demiyor mu bir şey anlatmıyor mu
- Konuşamıyoruz ki Ahmet, bir şey sormaya kalksan ya bağırıyor ya ceketini alıp çıkıyor evden
- İş yerinde de bir aksi bir aksi
Ay sonunu getiremediği zamanlarda boya badana ya da tamirat işlerine giderdi. Çok zorlanıyordu evde dört nüfus. Hayat Sadık'a hiç adil davranmıyordu. Çok zordu çok..
Bir çıkış yolu arıyordu ama hangi yönü denese olmuyordu bir türlü, bir türlü olmuyordu çünkü yapayalnızdı ya da Sadık öyle hissediyordu. Toparlayamıyordu düşüncelerini.
Bir oğlu bir kızı vardı. Zeki ve Hilal, Zeki ortaokul son sınıf, Hilal ilkokul üçüncü sınıfta. Zeki bu sene lise sınavlarına girecek iyi bir yer istiyor. Babasından biliyor iyi okullar iyi bir gelecek için çok önemli. Yoksa onunda sonu babası gibi sanayi olacak.
- Sadık gel hele bir çay içelim
- Elimdeki işi bitirip geliyorum Hüseyin ustam
Hüseyin usta dahil arkadaşları Sadık'daki kötüye değişimin farkındalar fakat ne yapacaklarını bir türlü biliniyorlar.
- Oğlum neyin var
- Bişe yok Hüseyin ustam
- Bak sıkıntılı hallarin işine de yansıyor, döküm yaptığın işlerde hatalar çıkıyor
- Hallederim ben
- Konu o değil topla kendini
- ...
- Sadık Sadık gel buraya hay Allah yaa
İş yerinde de çok dalgındı ve bu dalgınlıkları bazen istenmeyen hafif kazalara neden oluyordu. Ve bu hafif kazalar günden güne artıyordu.
- Kahvaltı hazır haydi sofraya gelin
- Sadık sıkma canını düzelir helbet sıkma canını
- Hanım gelme üstüme gelme
- Sadık sen bizim evin direğisin sıkma canını
- ...
- Sadık Sadık..
O gün fabrikada işler çok üst üsteydi yetiştirilmesi gereken büyük siparişler vardı herkesin çok dikkatli ve çok titiz olması gerekiyordu. Patron işçilere, usta bsşlarına gerekli gereksiz bağrıyordu zaten işler karışıktı patron bağırdıkça daha karışıyordu.
Bölümler arası koşuşturma oldukça fazlaydı ağır tonajlı ürünler zincir halatlarla yukarı kaldırılıyor araçlara yükleniyordu. Sadık'ta zincir halatlardan sorumluydu. İşçilerde yorgunluk hat safadaydı herkes günün bitmesini dört gözle bekliyorlardı.
Yükleme de sona gelinmişti. Fakat üçüncü bölümde bir bağırtı koptu. Herkes onu yöne doğru koştular...
-Sadık Sadıkkkkkk
- Abi Sadıkkk
- Allahımm sen koru Sadıkkk..
İki tonluk döküm boru zincir halatlardan boşalıp işçi Sadık'ın üzerine düşüyor..
Bu binlerce işçinin öyküsü..
Ekonominin çarkları arasındaki binlerce işçiden birinin öyküsü
Fark edilmeden yaşayan
Fark edilmeden ölüp yitip giden binlerce işçiden birinin öyküsü
İşçi Sadık'ın öyküsü..