
ANLAMLI BİR YAZI…
Bir okurumuz yazmış:
Okurumuz, yazısında “Tıbbiyeli Hikmet- 1919 yılında askeri tıp okulu öğrencileri sivas kongresi’ne 3 delege göndermek isterler. üçüncü sınıf öğrencisi Hikmet bey ve Yusuf bey (balkan) delege seçilir ve yol paraları olmadığı için aralarında para toplarlar. ancak 9,5 lira yani bir kişinin sivas’a gidebilmesine yetecek miktarda para toplanabilir, aldıkları kararla öğrencileri temsil etmesi için tıp öğrencisi Hikmet bey sivas kongresine gönderilir.
İşte bu kongrede öğrenciler temsilcisi olarak katılan genç tıbbiyeli öğrenci Hikmet bey, ABD veya İngiltere manda ve himaye konusu telaffuz edildiğinde çok şaşırmış ve çok sert bir tepki göstermiştir.
Mustafa Kemal'in de bulunduğu bir toplantıda yüksek sesle tarihe geçecek aşağıdaki sözleri ifade etmiştir “Beyler; delegesi bulunduğum Türk gençliği beni buraya bağımsızlık yolundaki çalışmalara katılmak üzere gönderdiler.
Mandayı kabul edemeyiz. eğer manda fikrini kabul edecek olanlar varsa bunları şiddetle reddeder ve kınarız. eğer manda fikrini kabul ederseniz sizleri hain ilan ederiz"
Heyecanla konuşmasını tamamlamış ve akabinde Mustafa Kemal 'e dönerek aynı çoşku ve kararlılıkla: " Paşam siz de manda fikrini kabul ederseniz sizi de reddederiz. Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı olarak değil vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz” demiştir.
Herkesin bu kararlı itiraz karşısında şaşkın ve Mustafa Kemal 'in tepkisini merak ettiği ortamda Mustafa Kemal paşa tıbbiyeli gencin çıkışını çok beğenir, mutlu olmuştur ve hemen o meşhur cevabı verir “ Evlat içiniz rahat olsun. biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz.mandada yok, himayede yok. parolamız tektir ve değişmez : ya istiklal ya ölüm" der.
Delegelere dönerek, "beyler gördününüz mü, muhtaç olunan kudret gençliğin asil kanında zaten mevcut " deyip sonra tıbbiyeli hikmet 'i alnından öper ve "gençler , vatanın bütün umut ve geleceği size , genç kuşakların anlayış ve enerjisine bağlanmıştır " der.
Tıbbiyeli Hikmet, Cumhuriyetin ilanından sonra " boran " soyadını alır. Erken denecek yaşta, 46 yaşında veremden ölür.
Ölümüne neden olan verem hastalığına da Tabip Yarbay olarak Sarıkamış'ta görevliyken soğuk ve kara rağmen özverili çalışması, karda mahsur kalan askerlere ulaşmaya çalışırken ciğerlerini üşütmesi nedeniyle yakalanmıştır.
Ünlü sunucu Orhan Boran'ın babasıdır.
Kahramanlarını unutan uluslar yok olmaya mahkum olurlar”demiş…
*******
Bu anlamlı yazı için, sayın okurumuza teşekkür ediyorum.
Herkese hayırlı, huzurlu, mutlu günler diliyorum.