

Tolga Birgücü yazdı: Ateşten Gömlek!
Gazete Arena olarak sokaktayız!
Nabız tutuyoruz...
Dün, bayramda misafire sunulacak ikramlıkların hesabını yapmıştık.
Fiyatların bir önceki yıla oranla 2 katı olduğunun altını çizmiş, manşetimizi 'Şeker değil, tuzlu bayram' diye atmıştık...
Bugün ise gündemimizde bayramlık kıyafet alışverişi var.
Kendisini bir kenara bırakmış ve çocuğuna bayramlık almaya çabalayan anne ve babalar var.
Eskiden bayramlar, yeni kıyafetlerin, çocukların el öpüp harçlık topladığı, vitrinlerin rengârenk olduğu zamanlardı.
Şimdi ise yeni kıyafetler ve bayram harçlıkları aslanın midesinde!
Bayramı tam anlamıyla yaşamak, ateşten bir gömlek giymek demek...
***
Yüksek enflasyon ve alım gücünün düşmesiyle birlikte bayramlık kıyafet almak, lüks tüketim kategorisine girmiş durumda.
Çocukların bayram sabahı yeni giysileriyle sokağa çıkma heyecanı, bu yıl da yerini dolapta en az yıpranmış eski kıyafeti seçme çabasına bırakıyor.
Peki ya esnaf?
Onların da durumu içler acısı...
Samsun’daki esnaf, kirayı denkleştirmek için bayramlık satışlarına umut bağlamıştı ama umutlar ne yazık ki boşa çıktı.
Mağaza önlerinde eskiden alışveriş çılgınlığı yaşanırken, şimdi sinekler bile tezgâhlara uğramıyor. Bayramda hareketlilik olur diye umutlanan esnaf ise maalesef yine dükkânın elektrik faturasını nasıl ödeyeceğini düşünmeye başladı.
Geçmişte anneler ve babalar, çocuklarının elinden tutup mağaza mağaza dolaşır, en güzel kıyafeti almak için pazarlık yapardı. Şimdi ise mağazalara girip fiyatları öğrenmek bile başlı başına bir cesaret meselesi.
Satıcılar bile fiyatları söylerken mahcup, alıcılar ise etiketlere bakarken şok içinde.
Bir pantolon almak, bir market alışverişi kadar pahalı.
Bir ayakkabı? O zaten tamamen hayal.
SamsunTuhafiyeciler, Hazır Elbiseciler, Manifaturacılar ve Halıcılar Odası Başkanı Ahmet Akbaş’ın da dediği gibi, babalar kendilerine kıyafet alamasa da çocuklarına bir şeyler almak için çabalıyor.
Fakat çaba yetmiyor, çünkü fiyatlar uçmuş gitmiş.
Bir bayramlık almak için yapılan hesaplar, kirayı nasıl denkleştireceğine dair hesaplarla yarışıyor.
Bir çocuğa bayramlık alabilmek için ya faturadan kısılacak ya da pazardaki alışverişten.
Eskiden bayram harçlıklarıyla çocuklar şeker, oyuncak alırdı.
Şimdi ise harçlıklar, “Bunu biriktir, bayramdan sonra belki ihtiyacın olur” nasihatleriyle verilecek.
Çünkü belli ki herkes için zor günler devam edecek.
Bu sene “Bayram, gerçekten bayram mı?” sorusu hayatımızın yeni gerçeği.
Esnafın da vatandaşın da yüzü gülmüyor.
Ama olsun, sonuçta bayram neşesi içimizde olmalı değil mi? (!)
Yarın görüşmek üzere.
Sevgi ve saygıyla...