usd
38,4635
eur
43,6112
gbp
51,4005
gram-altin
3.990,66
ceyrek-altin
6.524,73
cumhuriyet-altini
27.274,00
btc-USD
96.581,20
btc-turk-lirasi
3.717.526
ethereum-USD
1.849,45
Tolga Birgücü yazdı: Sütçü teyzemin başkanı ezen onuru!
yazar
Gazete Arena Genel Yayın Yönetmeni
Tüm Yazıları

Tolga Birgücü yazdı: Sütçü teyzemin başkanı ezen onuru!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Samsun sokaklarında her sabah aynı sahne:

Bir teyze, kucağında bir bidon süt, yanında poşetle birkaç bağ pazı, belki birkaç domates, biraz da maydanoz.

Yanında getirdiği bir tabureye ya oturmuş ya da çömelmiş.
Ya da yere bir karton sermiş...

Kışsa ayağı buz gibi kaldırımla tanışıyor, yazsa alnından ter akıyor.

Satmaya değil, adeta kendini savunmaya çıkmış gibi bir hali var.

Oysa elindekiler öyle sıradan şeyler değil.

Bu ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu şey: temiz, katkısız, organik gıda.

Ama satılmaya çalışılan bu ürün değil sanki, bir gurur, bir emek…
Ve maalesef, bir çaresizlik.

BELEDİYELERİN AYIBI!

Belediyeler yıllardır seçimden seçime aynı nakaratı okuyor:

“Sütçü teyzelerimize destek olacağız!”

“Organik köy ürünlerini mahalle mahalle taşıyacağız!”

“Kırsaldaki üreticiyle şehirliyi buluşturacağız!”

Sonra ne oluyor?

Hiç.

Atakum’da da aynı, Canik’te de.

İlkadım’da, Tekkeköy’de, mahalle aralarında, ana caddelerin kenarlarında…

Her yerde aynı kadınlar, aynı mücadeleyi veriyor.

Sırtlarına sözler yüklenmiş ama ellerinde hâlâ aynı yoğurt kabı, aynı şeffaf poşet.

Oysa bu kadınlar her sabah gün doğmadan uyanıyor.

İnek sağılıyor, bahçedeki biber toplanıyor, çocuğun kahvaltısı hazırlanıyor, sonra kalkıp şehir merkezine yola çıkılıyor.

Ama şehirde onları karşılayan, ne bir tezgâh ne bir belediye görevlisi.

Yalnızca gölgeye denk gelirse biraz ferahlık, denk gelmezse de sıcağın içinde yoğrulmuş saatler…

HİZMETLERİ AYIP DEĞİL, ONURLUDUR

Bu kadınların ne yaptığını anlamayanlar, onları “kaldırım işgalcisi” gibi gösteriyor.

Oysa yaptıkları şey hayati bir görev:

Bizi market sütünden, ithal domatesten, hormonlu salatalıktan korumaya çalışıyorlar.

Bize doğrudan, aracısız, gerçek gıdayı ulaştırıyorlar.

Saklamadan, paketlemeden, şişirmeden…

Fakat hâlâ bir “geçici” gözüyle bakılıyor onlara.

Hâlâ bir “şehrin estetiğini bozan görüntü” muamelesi yapılıyor.

Sanki onların oturduğu kaldırım, vitrinsiz bir dükkan değilmiş gibi…

BİR HAYATLIK BOŞ VAAT

Belediye başkan adaylarının her seçim döneminde bu teyzelerin ellerini öperek, sütünü içerek verdikleri sözler var.

Kimi yerel pazar kuracak, kimi sabit nokta gösterecek, kimi mobil araçlarla köylere gidip sütü yerinde alacak…

Hiçbiri gerçekleşmiyor.

Gerçekleşmiyor çünkü, bu teyzeler propaganda için çok uygun, ama proje için fazla gerçekler.

Ellerindeki süt kadar saf, ellerindeki ot kadar sade oldukları için göz boyamıyorlar.

Ve şehirde göz boyamayan şeyler, çoğu zaman “rahatsız edici” sayılıyor.

ŞİMDİ NE YAPMALI?

Bu emekçi kadınlara “yardım” değil, hak ettikleri değeri vermeliyiz.

Onlar için soğukta beklemeyecekleri tezgâhlar kurmak, onların emeğini aracıya kurban etmeden desteklemek bir lütuf değil, görev.

Sütünü alacaksan, köyüne değil kaldırıma gel.

Alacağını al ve bir de teşekkür et.

Çünkü o süt yalnızca süt değil.

O, bir annenin emeği, bir kadının onuru, bir toplumun vicdanıdır.

Bir kaldırımda oturan o teyzenin yanından geçerken bir kez daha bak:

Senin çocuğun sabah kahvaltısında ne içiyor?

Ve o süt nereden geliyor?

Not: Buradan söz veriyorum; farkındalık oluşturan, bu konuda ilk adımı atan belediye başkanını avazım çıktığı kadar alkışlayacağım.


Yarın görüşmek üzere.
Sevgi ve saygıyla...

 

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *