Hürriyetçi Eğitim Sen Samsun 2 Nolu Şube Başkanı İlker İlkin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği atamalarla ilgili açıklama yaptı.
İlkin, yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:
"Milli Eğitim Bakanlığı’nın 'nitelikli eğitim' hedefiyle hayata geçirdiği proje okulları, bugün artık adaletsizliğin ve keyfiyetin kurumsallaştığı yapılar haline gelmiş, eğitim camiasının iki büyük sendikasının çiftliğine, hatta arpalığına dönmüş durumdadır. Bu atama işlemleri; ne adalet, ne liyakat ne de inanç kavramları işe bağdaşmayacak şekilde, sendika temsilcilerinin, bir sürü insanın hakkını yemek uğruna kulis yaptığı, başka bir sendikanın il temsilcilerinin, proje okullarında görev yapan mevcut üyeleri yerlerinde kalsınlar diye, İl Milli Eğitim Müdürlüklerini su yoluna çevirdikleri ve bunu yaptıklarını söylemekten de çekinmedikleri rezil bir sürece evrilmiş, son açıklanan öğretmen ve idareci atama sonuçları, sadece bir eğitim politikası fiyaskosunu değil, aynı zamanda binlerce idealist öğretmenin emeğinin gasp edildiği bir adalet krizini, apaçık bir şekilde bir kere daha ortaya koymuştur.
'BİZ YAPTIK OLDU' MANTIĞI
Bu atama sürecinde kullanılan kriterler tamamen muğlaktır. Kimin hangi gerekçeyle atandığı, kimin neden tercih edilmediği hiçbir resmi ölçüte dayandırılmadan, adeta 'biz yaptık oldu' mantığıyla yürütülmüştür. Şeffaflıktan uzak, hesap verilebilirlikten bihaber bir sistemin ürünü olan bu atamalar, kamusal liyakat ilkesine doğrudan darbe niteliğindedir. Bir öğretmen düşünün: Yüksek lisans mezunu, doktora öğrencisi, daha 20 gün önce üstün başarısı nedeniyle resmî belgeyle takdir edilmiş… Ve tam da proje okuluna yerleşemediğini öğrendiği anlarda, geliştirdiği bir projeyle Teknofest Kıbrıs finallerine kaldığını öğreniyor. Adı üstünde "proje" okullarında görev almak için bundan daha güçlü bir gerekçe olabilir mi? Ancak ne yazık ki liyakatin değil, referansın, bilginin değil, biatin esas alındığı bu sistemde bu öğretmen dışarıda kalıyor. Yerine kim mi alınıyor? Cevabı belli değil. Zira açıklanan listelerde ne bir gerekçe, ne bir değerlendirme raporu, ne de herhangi bir objektif kriter var. Bu durum, sadece bireysel değil, kurumsal mağduriyetlerin de kapısını aralamaktadır. Eğitim sistemimizin itibarını yerle bir eden, öğrencinin en temel hakkı olan nitelikli eğitimi tehdit eden bu keyfi uygulamalar, ülkenin geleceğine yapılmış büyük bir ihanettir. Proje okullarına yapılan atamaların mensubiyetlik bağı üzerinden torpil ile yapıldığı çok açık olmakla birlikte, sırf proje okuluna atanmak için bu rezilliğe yönelen meslektaşlarımızın da, adalet, hak, hukuk, liyakat, hatta inanç gibi kavramları öğrencilerine nasıl anlatacaklarını hep beraber merakla takip ediyoruz. Açıkça görülüyor ki; sadakat liyakatin, tanıdıklık ehliyetin önüne geçmiştir artık.
‘’YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR''
Eğitim gibi uzun vadeli ve stratejik bir alanda dahi siyasi yakınlık, torpil ve kayırmacılık öne çıkıyorsa, bu ülkenin geleceğine dair umutlarımız da bir o kadar sarsılmış demektir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütün yetkililerine çağrımızdır: Bu yapılan proje okulu atamalarını yeniden gözden geçirip, şeffaf bir biçimde tekrar yapacağınıza zerre kadar inancımız olmadığı için öyle bir talepte bulunmayı dahi, artık kendimize hakaret sayıyor, mağdur olan bütün öğretmenlerimiz için gerekli hukuki mücadelemizi sürdüreceğimizin teminatını veriyor, her lafa liyakat diye girip, yine bu kavramın üzerinde en çok tepinenler için, maruz bıraktıkları haksızlıklarla sınanmaları temennisinde bulunuyoruz."
Daha fazla Samsun Haber için tıklayınız.
